Istilzam Etmek Ne Demek Osmanlıca? Anlamı ve Derinlikleri Eğitimde Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Eğitim, sadece bilgi aktarımından ibaret değildir. İnsan zihnini besleyen, duyguları ve düşünceyi dönüştüren bir süreçtir. Bu dönüşüm, bireyin hem kendisini hem de çevresini daha derinlemesine anlamasına olanak sağlar. Öğrenme, bir bakıma kişinin hayata bakış açısını değiştiren, ona yeni kapılar açan bir güçtür. İşte tam da bu noktada, dilin ve kelimelerin gücü devreye girer. Osmanlıca gibi eski bir dildeki kelimeler, geçmişin kültürünü ve düşünce biçimini anlamamıza yardımcı olur. “Istilzam etmek” kelimesi de bu tür bir derinliğe sahip, Osmanlı dönemine ait bir kavramdır. Peki, bu kelime ne anlama gelir? Öğrenme…
6 YorumEtiket: bir
İstikrar Mucizedir: Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan Davranışlarının Derinliklerine Yolculuk Bir psikolog olarak her gün, insanların içsel dünyalarının karmaşık yapılarıyla yüzleşiyorum. Her davranışın, her kararın, her seçim ve her alışkanlığın bir nedeni vardır. İnsanlar, bazen sabırlı ve kararlı olurlar, bazen ise dağılırlar ve belirsizlik içinde kaybolurlar. “İstikrar mucizedir” cümlesi ise, tam da bu noktada insan davranışlarının en derin ve en anlaşılması güç yönlerini açıklığa kavuşturur. İstikrar, sadece bir hedefe ulaşmakla değil, aynı zamanda içsel dengeyi ve ruhsal huzuru bulmakla ilgilidir. Peki, istikrar gerçekten bir mucize midir? Bunu anlamak için, insanın bilişsel, duygusal ve sosyal yönlerine odaklanmalıyız. Bilişsel Perspektiften İstikrar Bilişsel…
8 YorumIntibak İşlemi Ne Zaman Yapılır? Felsefi Bir Bakış Felsefe, insanın varoluşunu, dünyayı ve bilgiye dair derin soruları sorgulayan bir uğraş olarak hayatımızın temel yapı taşlarından biridir. Hangi soruya odaklanırsak odaklanalım, her bir soru, bizim gerçeklik algımızı ve içsel dünyamızla olan bağımızı şekillendirir. Bu bağlamda “intibak işlemi” de, sadece bir bürokratik prosedür değil, aynı zamanda bireylerin sistemle ve birbirleriyle ilişkilerinde karşılaştıkları bir dönüşüm süreci olarak incelenebilir. Bir devletin, bir kurumu ya da bir sistemin, bireylere uyguladığı bu tür düzenlemeler, sadece pratik bir anlam taşımaktan öte, varlık, bilgi ve etik üzerine de düşündürür. Peki, intibak işlemi ne zaman yapılır? Cevap basit değildir;…
4 YorumHizan Hangi İle Aittir? Ekonomik Bir Perspektif Bir ekonomist olarak, her gün karşılaştığımız kararların, kaynakların sınırlılığıyla ve bunların sonuçlarıyla nasıl şekillendiğine dair derin düşüncelerim vardır. İnsanlar, şirketler ve devletler, birbirinden farklı kaynakları nasıl kullanacaklarına karar verirken ekonomik bir çerçeve içinde hareket ederler. Aynı şekilde, toplumların coğrafi sınırları, kaynaklarını nasıl dağıttıkları ve bu sınırlar içindeki kimliklerini nasıl tanımladıkları da ekonomik dinamiklerle doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda, “Hizan hangi ile aittir?” sorusu sadece bir coğrafi sorudan daha fazlasıdır; ekonomik, kültürel ve toplumsal yapıların nasıl işlediğine dair bir sorudur. Piyasa Dinamikleri ve Bölgesel Tanımlamalar Ekonomik bakış açısıyla, her yerleşim biriminde sahip olunan kaynaklar, bireylerin…
6 YorumAç Kalmak Karaciğere İyi Gelir mi? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Analiz Farklı Bakış Açılarını Sevenler İçin: Açlığın Karaciğerle Dansı Sağlıkla ilgili konulara yalnızca tek bir açıdan bakmak bazen bizi gerçeğin yalnızca bir kısmına götürür. Özellikle “aç kalmak karaciğere iyi gelir mi?” gibi çok tartışılan bir meselede, konuyu farklı kültürlerin, toplumların ve bilimsel bakış açılarının ışığında değerlendirmek gerekir. Dünyanın bir köşesinde açlık bir “detoks yöntemi” olarak görülürken, başka bir yerde sağlığa zararlı olarak algılanabilir. Bu yazıda hem küresel hem de yerel dinamikleri göz önünde bulundurarak açlığın karaciğer sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz. Küresel Perspektif: Açlık ve Karaciğer Sağlığı Arasındaki Bilimsel…
8 Yorum1 Dönüme Kaç Tavuk Sığar? Farklı Yaklaşımlar ve Perspektifler Bir Konuya Farklı Açılardan Bakmak: Hangi Görüş Daha Gerçekçi? Küçük bir köyde, sabahları güneşin doğuşu ile birlikte tavuklarıyla ilgilenen ve onların sağlığına her zaman özen gösteren biri var. Onun adı Ahmet. Ahmet, tavuğun yaşam koşullarını göz önünde bulundurur, her birini özenle besler ve onlara rahat bir alan sağlar. Ancak bir sabah, bir arkadaşının sorusu ona takıldı: “1 dönüme kaç tavuk sığar?” Bu basit gibi görünen soru, Ahmet’in kafasında farklı düşünceler uyandırdı. Ahmet bu soruya yalnızca sayılarla yaklaşmak istemiyordu. O yüzden bir de Ayşe’yi aradı. Ayşe, köyün en empatik, çevreye duyarlı ve…
6 YorumMalatya Gürün Nereye Bağlı? Gücün, Kimliğin ve Vatandaşlığın Kesişim Noktasında Bir Siyasal Okuma Bir siyaset bilimci için coğrafya asla yalnızca toprak değildir; her yerleşim birimi, iktidarın dağılım biçimini, vatandaşlık algısını ve toplumsal güç ilişkilerini barındıran canlı bir laboratuvardır. “Malatya Gürün nereye bağlı?” sorusu ilk bakışta idari bir sorudur — haritada bir konum belirleme çabası. Ancak siyaset biliminin derin okumasında bu soru, kimlik, aidiyet ve iktidar yapısının kesiştiği sembolik bir tartışmaya dönüşür. Çünkü bir yerin “nereye bağlı olduğu”, aslında kimin kim üzerinde söz hakkı olduğunu, kimin yönettiğini ve kimin temsil edildiğini de anlatır. Yönetenler ve Yönetilenler: Coğrafyanın İktidar Haritası Gürün, Sivas’a…
8 YorumHava Durumu Tahminleri Ne Kadar Doğru? Kültür, İnanç ve Doğayı Okuma Biçimleri Üzerine Antropolojik Bir Yolculuk Bir antropolog olarak farklı kültürleri incelerken, dikkatimi en çok çeken şeylerden biri insanların doğayı anlama biçimleridir. Hava durumu tahminleri bu anlayışın modern bir yansımasıdır; ama aslında, insanın binlerce yıldır süregelen doğayı “okuma” çabasının dijitalleşmiş halidir. Peki, hava durumu tahminleri gerçekten ne kadar doğru? Ve daha önemlisi, insanın doğayla kurduğu sembolik ilişki açısından bu doğruluk neden bu kadar önemlidir? Bu yazıda, hava tahminlerini sadece bilimsel bir veri olarak değil, bir kültürel sembol olarak ele alacağız. Çünkü tahminin kendisi, insanın doğaya karşı geliştirdiği kontrol arzusunun modern…
6 YorumSer Hanende Ne Demek? Bir Evdeki Sessiz Kalbin Hikâyesi Bazı kelimeler vardır, ilk duyduğunda kulağa sadece eski bir deyim gibi gelir. Ama biraz durup düşününce, o kelimenin içinde bir ömür gizlidir. “Ser hanende” de işte öyle bir ifade. Eski Türkçede “evinin başı, hanenin direği” anlamına gelir. Bugün unutulmuş gibi dursa da, bir zamanlar aileyi ayakta tutan kişiyi tarif ederdi. Gel, sana bu kelimenin gerçek anlamını anlatan bir hikâyeyi paylaşayım — belki sen de kendi “ser haneni” hatırlarsın. Bir Sabah, Bir Kahve, Bir Soru Bir sonbahar sabahıydı. Güneş, kahverengi yaprakların arasından süzülürken Elif, mutfakta çay demliyordu. O sırada Ali, elinde hesap…
8 YorumKelimenin Toplanışı: Edebiyatın Gölgesinde Bir Hak Üzerine Kelimelerin Direnişiyle Başlayan Bir Hikâye Bir edebiyatçının kalemi, bazen bir meydandan daha gür bir ses çıkarır. Çünkü kelimeler, insanın en kadim toplanma alanıdır. Her biri bir araya gelir, bir cümlenin içinde fikirlerin özgürce dolaştığı bir meydan kurar. Toplanma hakkı da tıpkı bir romanın karakterleri gibi, birbirini tamamlayan, konuşan, tartışan, bazen de çatışan insanların hikâyesidir. Bu hak, sadece bir politik özgürlük değil; insanın kendi sesini yankılamak için kullandığı en derin edebi metaforlardan biridir. Toplanma Hakkı Nedir? Toplanma hakkı, bireylerin barışçıl bir biçimde bir araya gelerek düşüncelerini ifade etme, protesto etme veya ortak bir amaç…
4 Yorum